TAKDİM
Ünlü yazar Cengiz Aytmatov’un Goethe ve Tolstoylar ile kıyasladığı Abay (İbrahim) Kunanbay, kendi halkını olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle eserlerine yansıtabilen ender şair ve yazarlardan biridir. Özellikle Kazak edebiyatında yeni bir çığır açmasıyla tanınan Abay sadece Kazak kültürüne değil, aynı zamanda dünya kültürüne mal olmuş bir şahsiyettir. Bu sebeple, 1995 yılı UNESCO tarafından bütün dünyada “Abay Yılı” olarak ilan edilmiştir. Bu etkinlikler dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’de de kutlanmıştır.
Türkiye’deki Abay Yılı kutlamaları çerçevesinde, İstanbul’un Kazakların yoğunlukta yaşadığı ilçelerden biri olan Zeytinburnu’nda bir caddeye onun adı verilmiştir. Daha sonra bu cadde de inşa edilen ilçenin güzide okullarından birine, bu satırların yazarının önerisiyle, Abay Kazlıçeşme İlköğretim Okulu olarak onun adı verilmiştir. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, 21 Mayıs 2003 tarihinde, Zeytinburnu’na şeref vererek, bu okulun açılış törenine bizzat katılarak açılış kurdelasını kesmişlerdir. Bu da bize Abay isminin Kazak Türklerinde ne derece saygın bir yere sahip olduğunu gösterse gerek.
2015 senesinin Abay’ın doğumunun 170. yılı olması sebebiyle, Kazakistan’da ve Türkiye’de Kazakistan Büyükelçisi Sayın Janseyit Tüymebayev’in girişimiyle çeşitli anma etkinlikleri ve bilimsel toplantılar düzenlenmiştir. Elinizde tuttuğunuz bu kitap da yazarı tarafından Abay’ın 170. yılına armağan edilmektedir.
Kazak yazılı edebiyatının kurucusu Abay’ın geride bıraktığı kültürel mirası yazdığı şiirleri, Rus şair ve yazarlarından yaptığı çeviriler ve nesir yazılarından oluşmaktadır. Bunlar, matbu eser olarak, halk arasında ağızdan ağıza yayılarak veya birbirinden kopya edilen elyazmaları olarak üç şeklinde kayıtlara geçmiştir. Abay’ın şiirleri toplu olarak ilk defa, ölümünden beş yıl sonra, 1909’da kitap olarak yayınlandı. Daha sonra
bu kitap, bulunan başka şiirleriyle ikmal edilmek suretiyle, tekrar tekrar
basılarak günümüze kadar gelmiştir.
Abay’ın tüm eserleri iki ciltte toplanmıştır. Birinci ciltte onun manzum yazılarıyla çevirileri, ikinci ciltte ise bu kitabın da konusun teşkil
eden “Kara Sözler” adını taşıyan felsefi yazılarını ihtiva eden nesir yazıları yer almaktadır.
“Kara Sözler”de Abay Kazak toplumunda gördüğü önemli sorunlara
ve olumsuzluklara dikkat çekmekte ve acımasız bir şekilde eleştirmektedir. Bazı eleştiriler gerçekten de çok serttir. Bu açıdan ele aldığımızda
Abay realisttir. Ancak bu eleştirilere konu olan olumsuzluklar, bizim düşüncemize göre, sadece Kazak toplumuna has olmayıp, tüm Müslüman
Türk topluluklarında rastlanan olgulardır.
Mesela, Abay üçüncü sözünde “Kazakların birbirine düşman olmasının, birisinin isteğine bir başkasının destek olmamasının, doğru sözünün
az olmasının, makam mevkiye düşkün olmasının, tembel olmasının sebebi
nedir?” diye sormaktadır.
Onaltıncı sözünde ise, “Kazaklar yapmış oldukları ibadetlerini Allah
kabul eder mi, etmez mi diye bir kaygı duymaz. Sadece herkesin yaptığını
biz de yapalım, yatıp kalkıp onlar gibi namaz kılsak, bu bize yeter diye düşünür... Dilini alıştırmak ve dinini iyi öğrenmek için düşünmeye ve öğrenmeye
gayret göstermez” demektedir.
Bu sözlerin başındaki Kazaklar kelimesini, herhangi bir Müslüman
Türk halklarından birinin ismi ile değiştirsek kimse yadırgamaz. Demek
ki, Abay’ın ortaya koyduğu sorunlar günümüzdeki tüm Türk ve hatta Müslüman toplumlarının da ortak sorunlarıdır. Abay aslında Kazak
toplumunun örneğinde, tüm Müslüman toplumlarının geri kalmışlıklarının sebeplerine ve toplumsal hastalıklarına vurgu yapmakta ve bunlardan kurtulmanın çarelerini göstermektedir.
Abay’ın bir anlamda felsefesi sayılabilecek bu görüşlerini ihtiva eden
“Kara Sözler” isimli eseri daha önce de Türkçeye çevrilmişti. 1995’te
Zeyneş İsmail ve Ali Abbas Çınar, 2014’de ise Zafer Kibar tarafından
Türkçeye çevrilerek yayınlandı. Ancak, Zeyneş İsmail ve Ali Abbas çevirisinde Kara Sözler’in tamamı alınmamıştır. Abay’ın diğer eserindeki
şiirlerinin de yer aldığı bu çeviride 45 başlıktan oluşan Kara Sözler’in
içinden seçme yapılarak yarıya yakınını, yani 21 sözü Türkçeye aktarılmıştır. Zafer Kibar ise çeviride farklı bir yöntem izleyerek Abay’ın yazı
üslubunu muhafaza etmemiş, devrik cümlelerle şiirsel bir hava verme istemiştir. Bu, çeviriye estetik güzellik katmakla birlikte, anlamayı zorlaştırmaktadır.
Ekrem Ayan’ın, yaptığı bu çeviri çalışmasında ise eserin üslubuna sadık kalarak birebir çeviri yapmaya özen gösterdiği görülmektedir. Aslında Abay’ın Kara Sözleri’ni çevirmek kolay bir iş de değildir. Çünkü dili
ağır olan ve söz sanatının inceliklerini büyük bir maharetle kullanarak
az sözle çok mana verebilen Abay’ın Kara Sözleri aynı zamanda felsefi
ve dini konulara da hâkim olmayı gerektirmektedir. Tüm zorluklarına
rağmen Ayan’ın başarılı bir çeviriye imza attığı görülmektedir.
Kazak kültür ve edebiyatının temel taşlarından Abay’ın Türkiye’de
anlaşılmasına büyük katkı sağlayacağına inandığımız bu çalışmadan dolayı Ekrem Ayan’ı kutluyorum. Ayrıca, doğumunun 170. yılında Abay’ı
anma etkinliklerine önemli ve anlamlı bir katkı yaptığı için de kendisine
teşekkür ediyorum.
Bu kitabı, Abay’ın hayat felsefesini anlamak isteyen her okuyucunun
ve özellikle üniversitelerin Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümü öğrencilerinin ilgiyle okuyacaklarına ve istifade edeceklerine inanıyorum.
Prof. Dr. Abdulvahap KARA
KAYNAK:
Ayan, Ekrem
Bir Devrin Aynası Abay Kunanbay ve Kara Sözler/ yazar: Ekrem Ayan. – Ankara:
Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, 2017
190 s. ; 16x24 cm. – (Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi
inceleme-araştırma dizisi; yayın no: 48)
0 yorum:
Yorum Gönder